21 Ağustos 2014 Perşembe

Haz Var, Dahası Var..

Bir gün uyanırsınız ve hayatınızda bir şeylerin artık aynı olmadığını fark edersiniz.
Hangimize olmadı ki?
Bu farklılık durumunu ikiye indirgersek; ya yukarı yükselirsiniz ya da dibe çökersiniz.İnsan psikolojisidir nihayetinde.. Fıtratımızda manik olmakta var, depresif olmakta.Tabi ki insan doğası gereği hayvandır ve bir canlının hayvan olarak değerlendirilmesi için yer değiştirmesi gerekir.İnsan bir hayvansa, aynı yerde durması ne psikolojik olarak ne de fiziksel olarak mümkün değildir. Uyku problemi çekenlerimiz vardır.(Albert Einstein durumu açıklamış zati:'uykusuzluk zeki insanların lanetidir.' diye.O zaman hepimiz cin gibiyiz maaşallah.) Yatağa yatarız ve uyumak için kırk takla atarız yatakta.En son şunu öğrendim ki; 15 dakika hiç hareket etmeden durursanız,beyin kendini kapatıyormuş ve uyku moduna geçiyormuşuz.(ki işe yarıyor,tecrübeyle sabit.)Yani bu durumun meali şudur; beyin diyor ki: ' hovvvvv noluyoooo la niye durdun daha bir sürü şey var yapacağın.Salak salak hayal kur ne bileyim tavanı izle,internete gir,ünlülerin makyajsız haline bak hişş kime diyorum.Amannn iyi be uyursan uyu kapıyom tükkanı' der ve uykuya dalarız.Yani hareket etmemek,insansal faaliyetlerinizin minimuma indirmeye sevk eder bizleri.Ama unuttuğumuz bir şey vardır.Doğduğumuz günden ölene kadar hiç durmadan çalışan tek organımız beyindir.Beynim yoruldu kavramı yersizdir bundan kelli.
Beyin hiç durmadan çalışıyorsa neler neler yapmaz ki? tek başına her şeyi yönetiyor.Gerçekten her şeyi.Sadece kendi bedenimiz ve düşüncelerimiz değil,dış dünyadaki diğer varlıkları da.Tabi bunun farkına varabilirsen...
Her şeye baştan başlayalım..
Big Bang... yok çok başa gittik:)
Benden yola çıkacak olursak,çocukluğumdan itibaren kendimi hep diğer yaşıtlarımdan daha farklı  ve daha özel hissederdim.(içi dolu bir düşünce değildi bu arada)Hayatımdaki en ufak bir ayrıksılığı yakalar ve insanların farketmesini,sormasını bekler ve bundan büyük bir haz duyardım.Buna geçirdiğim ömrümün bir çok kesitinde yaşadım.5 yaşımdayken yolun ortasında durup arabanın çarpmasını beklediğim bir gün vardı mesela.İçimde ilgiyi üzerime çekebilmek ve ailemin benim için üzülmesiyle mutlu olabilmek gayesi vardı.Ama kesinlikle intihar düşüncesiyle yapılmış bir eylem değildi.Ölümün varlığından bile haberdar değildim keza o yaşlardayken.Tabi ki yemedi.200 metre ötede görünce aracı hemen götüm götüm kaldırıma kaçışımda bu anıya dahil.Gözlerimin bozulması ve gözlük kullanmaya başlamak bana kendimi özel hissettiren 10lu yaşlarımın anısıdır.Çünkü ertesi gün okula daha farklı bir fiziksel görüntüyle gidecektim.Gecesinde heyecandan uyuyamadığımı bilirim.Başka bir kesit daha var aklımda.O daha da küçük bir yaşıma tekabül eder; dünyadaki bütün insanların beni çok sevmesiydi ama nasıl bir sevgi..Koku filmini izleyenler bilir.Tam olarak öyle.Kimsenin karşı koyamadığı.Tabi ki zaman içinde büyüdükçe, beden ,duygu,düşünceler olgunlaştığı gibi fantezilerin ve hayal  dünyanda olgunlaşıyor.
Ama sen unutsan da beyin bunları unutmuyor.Bilincimizin derinliklerine doğru yolluyor sadece.Karşına çıkan bir çok durumda refleks olarak kendini gösterebiliyor.
Aslında her birimizin yakından tanıdığı egodan bahsediyorum.Hangimiz yolda yürürken içinde bulunduğumuz film sahnesinin baş rolü hissetmiyoruz ki?En özgüven yoksununumuz bile içinde bunu yaşıyor.Onlar bir filmin ameliyat sahnesindeki hastanın gözünden yaşadıklarını anlatırcasına iç sesler eşliğinde tadını çıkarıyorlar egolarının.Kimilerimiz bunu herkesin gözüne sokuyor.(Küçük dağları ben yarattımcılar).Melek Yargıcı gibi..
Ego,insanın her işini bitirip kahve içmesidir.Ya da bütün hafta çalışıp hafta sonu dışarı çıkarak hunharca eğlenmesidir. Daha da önemlisi insanın farkındalığı ve beynimizin bize sunduğu en mükemmel olgudur.
Önce kendimizi fark etmeye başlarız.Ben neler yapabiliyorum,neler de eksiğim.Kimimiz eksiklerini tamamlar,kimimiz eksiklerini saklar.Hep neler yapabildiğini yineler.Kendini keşfetmeyi daha derinlemesine yaşayabilirsen;Bu cümleler benim mi? Ben böyle düşünmeyi nereden öğrendim? Dünyayı nasıl böyle algılayabiliyorum? gibi hoş sorunsallarla yoluna devam etmeye başlarsın.
Bunu yakayabildiysen;
Evet hazırsın.
Artık içi dolu bir egon var.Hatta öyle bir kıvama geldin ki,insanlar seni yadırgamıyor ve yargılamıyorlar.Çünkü bunu hissettirmeden yapmayı da öğrendin.
Kendini algılayan kazanandır aynı zamanda.Bu sana karşındakini de etkileme fırsatı verir.Böylelikle ego elden ele,bir egoyu büyütüyoruz seninle..
Ne diyorduk,beynin faydaları saymakla bitmez:)
İlk cümleye dönecek olursak;
Bir gün uyanırsınız ve hayatınızda bir şeylerin artık aynı olmadığını fark edersiniz.
Ben şimdi bunları niye anlattım size?
Çünkü sabahın 05.00'nde konuşacak kimseyi bulamadım.anlayacağınız yalnızlıktan.Ama sonuçta;zirve tek kişiliktir unutmayın:))
Yazımı ünlü düşünür Melek Yargıcı'nın o anlamlı dizeleriyle bitirmek istiyorum:
'Ben tekimmmm.Tasarımlar olsun,şunlar bunlar olsun,mucitler olsun ben tekim!'

Saygılar..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder