...Bu da bir şarap olmalı şimdi boşluğu dolduracak
İçince bir korsan ağzıyla içmeli
Eskidir, yorgundur, kayıptır diye yüzler
Bir sinek bir sinek mi vurunca öldürmeli
Ve sinek oldu muydu hafif bir uzaklık olur
Olur ya, hem biraz dargındır hem biraz evli
İnsan sevdi miydi buna bir çare düşünmeli.
İçince bir korsan ağzıyla içmeli
Eskidir, yorgundur, kayıptır diye yüzler
Bir sinek bir sinek mi vurunca öldürmeli
Ve sinek oldu muydu hafif bir uzaklık olur
Olur ya, hem biraz dargındır hem biraz evli
İnsan sevdi miydi buna bir çare düşünmeli.
Yazıma Edip Cansever'in ‘Beyaz Atlar Surlara’ şiiriyle giriş yapmış olayım.Malum önümüz
mayıs ve Edip Cansever’i anacağız Mayısın son günlerinde..(Mayısın son günü ve Haziranın da önemini unutmamak gerekir.Gezi'ye de selam olsun)
Tabi benim
bu yazıya başlarken aklımda Edip Cansever yoktu doğrusu.Hatta bu yazıya başlama
sebebimi de anlatayım size.
Günü
bitirmiş eve gelmiş uzanırken,çok eskilerden bir arkadaşım(ki artık kendisiyle
görüşmem) mail atmış.En son hukukum kendisiyle 2008'deydi herhalde.bu arkadaş,o
dönemde her gün mutlaka çat kapı uğrardı bize. Lavabonuzu kullanayım,yok arabamı
buraya park ettim geçerken bir uğrayayım dedim,işte arkadaşıma gelmiştim sizin
de ışık yanıyor bla bla.. hayır işin komik tarafı o dönemde Beşiktaş’ta
oturuyordum fakat Beşiktaş her ne kadar merkezi bir yer olsa da,bildiğin dağ
başında gibi bir şeydik.Ben eve gelmeye üşeniyordum ki kaldı uğranılacak bir yer
olsun.Mahallemiz desen ayrı eğlence.(bunu da bir ara anlatırım uzun uzun?/ Hülya’nın,İstanbul’un
en iyi semtlerinin varoşlarında yaşadığı ilginç hikayeler J )Bak yine dağıtıyorum konuyu..
İşte bu
arkadaşa en son dedik yani olmuyor böyle,gelirken bir haber ver çat kapı
geliyorsun durmadan.müsait miyiz diye bir ara sor arkadaş. Aman sen misin bunu
diyen.bir mail döşemiş o yıllarda.Biz saygısızmışız,öyleymiş böyleymiş.. ‘ayıya
sormuşlar :’evin nerede?’ diye, ‘öroğeareğrrrr’ demiş kafalarını yemiş’ hesabı
yazmışta yazmış.O gün bu gündür görüşmeyiz kendisiyle.Bugün kendisinden gelen
maili görünce şaşırdım doğrusu.Özür dilemiş.Yeni bir hayata başlamanın
arifesindeymiş ve kırdığı herkesten özür dilemeye karar vermiş.’noolurr affet’
demiş işin özü.Sonra düşündüm ki; bu arkadaş niye böyle hamle yapma ihtiyacı
hissetti? Aklıma gelen tek şey;kuantum oldu.yani evrenden ne istiyorsan onu
söyle,herkesten özür dile,enerjini doğru kanalize et bıdı bıdı..Hani bana kızan
arkadaşlar olabilir ‘bıdı bıdı ne?’ diye de hayatımın bir döneminde,gerçekten
yoğun olarak denedim bu yöntemi ama şimdi düşününce kendime sadece gülüyorum.
Kuantumun
hayatıma girişi ve çıkışının kısa hikayesini size anlatayım da siz de gülün
biraz J
Bir gün bir
arkadaşımla buluştuk yemek yemek için.Sonra havadan sudan konuşurken,bana bir
kadınla tanıştığını ve kadının kuantum konusunda uzman olduğunu anlattı.bir çok
telkinde bulunmuş kendisine ve bu arkadaşım da:’deneyeyim bakayım,ne kaybederim
ki’ demiş ve bu kuantum yöntemini denemiş.Kadının,arkadaşımdan yapmasını istediği
şeylerden biri de,hayatında şu an küs olduğun bir kişiden her anında içinden ;’x
seni çok seviyorum ve senden özür diliyorum’ demesini istemiş.bunu yapan
arkadaşım da gerçekten bir süre sonra bu küs olduğu kişiyle karşılaşmış.(durumun
ayrıntısını anlatmayayım da)Hayır şimdi buraya kadar her şey normal. Benim de
gayet ilgimi çekti mevzu.eksik kalır mıyım hiçJdur bakiim bir de ben deneyeyim dedim. Ama o kadar
içten ve inanarak yapıyorum ki bu telkinleri,her anımda her saniyemde sadece bu
cümle var aklımda; y seni çok seviyorum ve senden özür diliyorum.Kendimi kaybetmişçesine.Yemek
yerken,yürürken,çalışırken,trafikte ışıklarda durduğumda,çok ciddi bir toplantı
yaparken aklımdan geçen yegane cümle bu.(bu arada ‘y’ dedim isim vermek
istemedim öylesine bir harf salladım) aradan 1 ay geçti hiç bir b*k olmadı.ben
de 1 ayın sonunda kuantuma karşı bütün inancımı kaybettim doğrusu. Yani bence
kuantumu bulan kişi bile benim kadar içten istememiştir hayatında hiçbir şeyi.Yani
isteyerek/hissederek yapmamışsındır
diyemez kimse bana.Diyenin alnını karışlarım.Kendimi kaybettim lan 1 ay
boyunca.Tabi benim bir şeyleri yanlış ya da eksik yapmış olma ihtimalim de
olabilir ama evren en azından bana küçük bir teselli ödülü verebilirdi niyetimden
ötürü ama nerdeee...
İşte
diyeceğim o ki; bu bana mail atan arkadaşımda muhtemelen kuantumla tanıştı ve
hayatının değişeceğini filan düşünüyor.Neyse ben de zaten cevap atmayacağım.Enerjisi
ben de takılı kalsın da hiç bir istediği olmasın.Uyuz oluyordum zaten iyi oldu
böyle.Sığırın tekiydi.Ben o kadar iyi enerjiler yollayayım evrene,nerede anormal
var beni bulsun arkadaş. Adaletin bu mu dünya?
Anormal demişken
hazır, tahammülüm kalmamış benim onu fark ettim. Eyvallah hepimizin anormal
davrandığı zamanlar olur ama bu bazılarında had safhada. Yani onlara da
üzülüyorum ama benden mümkünse uzak olsunlar.bir şekilde bana kalırsa işleri
affetmem.bak bunu da deneyeceğim.içimden 1 ay boyunca durmadan bu telkini
vereyim belki işe yarar.ya da tam tersini söyleyeyim ,ne istesem olmuyor zaten.
(Ama
aşıklara sözüm yok.Aşık olanlarda bir anormalleşmeler bi şeyler filan oluyor ya
o başka bir şey tabi.)
Yine yazıyı
çoban salatası yaptımJ kafanızı ütülediysem hemen evrene
mesaj yolluyorum:
(kafasını
ütülediğim insanları çok seviyorum ve hepsinden özür diliyorum.) x 1000 kez J
Saygılar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder